Bu cümleler, birinin söylediği bir cümleyi bir başkasına aktarırken kullanılan cümlelerdir. İngilizcenin diğer konularına göre biraz daha karmaşık olan bu konuyu öğrenmek için bol bol pratik yapmanız yeterli olacaktır. Pratik yapmak için, reported speech örnek cümleler adlı dersimizi okuyabilirsiniz. O derste, birbirinden faydalı alıştırmalar bulacak ayrıca cümleler içinde geçen kelimeler sayesinde kelime haznenizi de geliştireceksiniz.
Dersin sonuna eklediğimiz notumuzda ise sadece 60 günde nasıl İngilizce öğrenebileceğinizi açıkladık. Dersten sonra, o notumuzu da dikkatli bir şekilde okursanız sadece 2 ayınızı ayırarak İngilizce derdinizden sonsuza kadar kurtulabilirsiniz. İyi çalışmalar dileriz.
Reported Speech - Indirect Speech
Dersimizin giriş kısmında da belirttiğimiz gibi, bu cümleler birinin söylediği cümleyi bir başkasına aktarırken kullanılan yapılardır. Bir diğer adıyla "indirect speech" olarak da bilinirler. Bu yapıları derinlemesine incelemeye geçemeden önce, aşağıdaki Türkçe örnekleri inceleyerek bu yapıların Türkçede hangi anlamlara karşılık geldiğini görelim;- Ali araba aldı.
Bu cümle "direct speech"dir. Yani bir aktarma cümlesi değildir. Bu cümleyi bir başkasına aktaracağımız zaman iki şekilde söyleyebiliriz.
1- Ali dedi ki; Ben araba aldım.
Bu cümlede "direct speech"dir, yani bir aktarma cümlesi değildir. Bu cümleyi İngilizce olarak söylemek istediğimiz zaman tek yapmamız gereken, cümlenin başına "Ali dedi ki;" anlamına gelen "Ali said that;" ifadesini getirmektir.
2- Ali araba aldığını söyledi.
Bu cümle ise bir aktarma cümlesidir. Bu dersimizde bu tür cümleleri nasıl söyleyebileceğimizi göreceğiz.
Aktarma cümlesi iki kısımdan oluşur;
1- "O dedi ki" veya "O der ki" kısmı. (Cümlenin öznesi "O" olmak zorunda değildir. Ben, sen, biz vs de olabilir.)
2- Aktarılan cümlenin olduğu kısım.
Indirect speechlerde öncelikle cümlenin birinci kısmına bakılır. Eğer birinci kısım, geniş zamanda ise, ikinci kısımda sadece cümlenin öznesi ve varsa iyelik zamirleri (my, your, ...) değiştirilir. Aşağıdaki örnek cümlelere bakalım;
- I am rich.
"Ben zenginim" anlamına gelen bu cümleyi indirect speech'e şöyle çevirebilir;
- He says (that) he is rich.
Yukarıdaki cümlenin birinci kısmı (he says) kısmı geniş zamandadır. O yüzden ikinci cümlede sadece "cümlenin öznesi"ni değiştirdik.
Ancak bazı durumlarda, İngilizce aktarma cümlesinin birinci kısmı "simple past tense" ile çekimlenmiş olur. Bu durumda bir cümleyi aktaracağımız zaman genellikle o cümlenin zamanını değiştiririz. Cümlenin zamanında yapacağımız değişiklikler, cümlenin zamanına göre değişir. Aşağıdaki görselde bütün zamanların kullanımı bir arada gösterilmiştir;
Bir indirect speech cümlesi oluşturulurken mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de "cümlenin öznesi"dir. Aşağıdaki örnek cümleye bakalım;
- Ben hastayım.
Bu cümleyi aktaracağımız zaman;
- O hasta olduğunu söyledi.
Dikkat ederseniz, birinci cümlenin öznesi "ben" iken, ikinci cümlenin öznesi "O"dur. Aynı durum İngilizce cümlelerde de geçerlidir. Yani, aktarma cümlesinde, cümlenin öznesi değişmelidir. Aşağıdaki örnek cümleye bakalım;
- I am ill.
- He said he is ill.
Yukarıdaki cümlelerin birincisinde, cümlenin öznesi "I" iken ikinci cümlenin öznesi "He" olarak kullanılmıştır.
Aşağıdaki örnek cümlelere bakalım;
Simple Present Tense - Indirect Speech
I am hungry. (Ben açım.)
She said she was hungry. O, aç olduğunu söyledi.)
We are at school.(Biz okuldayız.)
She said they were at school.(O okulda olduklarını söyledi.)
I like concerts. (Ben konserleri severim.)
Ali said; he liked conserts. (Ali konserleri sevdiğini söyledi.)
Present Continuous Tense - Indirect Speech
Ayşe is smoking.(Ayşe sigara içiyor.)
Ali said; Ayşe was smoking.(Ali ayşenin sigara içtiğini söyledi.)
I am ruunnig. (Ben koşuyorum.)
Ahmet said he was running.(Ahmet, onun koştuğunu söyledi.)
We are speaking. (Biz konuşuyoruz.)
Johnny said they were speaking. (Johnny konuştuklarını söyledi.)
Simple Past Tense - Indirect Specch
I visited my family. (Ben ailemi ziyaret ettim.)
Ahmet said he had visited his family. (Ahmet ailesini ziyaret ettiklerini söyledi.)
We played football at school. (Biz okulda futbol oynadık.)
Okan and Murat said they played football at school. (Okan ve Murat okulda futbol oynadıklarını söyledi.)
Ayşe drank milk. (Ayşe süt içti.)
Her mother said Ayşe had drunk milk. (Onun annesi Ayşe'nin süt içtiğini söyledi.)
Past Continuous tense - Indirect Speech
I was fixing the apartment. (Ben daireyi tamir ediyordum.)
He said had been fixing the apartment. (O daireyi tamir ettiğini söyledi.)
My mother was cleaning the house. (Onun annesi evi temizliyordu.)
Ayşe said her mother had been cleaning the house. (Ayşe, onun annesinin evi temizlediğini söyledi.)
They were chatting. (Onlar konuşuyordu.)
Murat and Okan said they had been chatting. (Murat ve Okan konuştuklarını söyledi.)
Present Perfect Tense - Indirect Speech
I have seen you. (Seni gördüm.
Ali said he had seen me. (Ali beni gördüğünü söyledi.)
The baby have cried. (Beben ağladı.)
Her mother said the baby had been crying. (Onun annesi bebeğin ağladığını söyledi.)
I have opened the door. (Ben kapıyı açtım.)
Murat said he had opened the door. (Murat kapıyı açtığını söyledi.)
Past Perfect Tense - Indirect Speech
I had seen you. (Ben seni görmüştüm.)
Murat said he had seen me. (Murat beni gördüğünü söyledi.)
We washed the the clothes. (Biz çamaşırları yıkadık.)
My parents said the had washed the clothes. (Benim ebeveylerim çamaşırları yıkadıklarını söyledi..)
Murat had seen that movie. (Murat o filmi izlemişti.)
Ayşe said Murat had seen that movie. (Ayşe, Murat'ın o filmi izlediğini söyledi.)
Will - Indirect Speech
I will go home. (Ben eve gideceğim.)
Ali said he would go home. (Ali eve gideceğini söyledi.)
They will not join us. (Onlar bize katılmayacak.)
I said they wouldn't join us. (Ben onların bize katılmayacağını söyledim.)
I will send a message. (Ben bir mesaj göndereceğim.)
Ayşe said she would send a message. (Ayşe bir mesaj göndereceğini söyledi.)
Can - Indirect Speech
We can do this. (Biz bunu başarabiliriz.)
Obama said they could do that. (Obama, onların onu başarabileceğini söyledi.)
Ahmet can play the piano. (Ahmet piyano çalabilir.)
Murat said Ahmet could play the piano. (Murat, Ahmet'in piyano çalabileceğini söyledi.)
My sister can speak four languages. (Benim kızkardeşim dört dil konuşabilir.)
Tuba said her sister could speak four language. (Tuba kız kardeşinin dört dil konuşabildiğini söyledi.)
Could - Indirect Speech
We couldn't save her. (Biz onu kurtaramadık.)
The doctors said they couldn't save her. (Doktorlar onu kurtaramadıklarını söylediler.)
I could run fast. (Ben hızlı koşabilirdim.)
My father said he could run fast. (Benim babam hızlı koşabildiğini söyledi.)
I could swim when I was three. (Ben üç yaşındayken yüzebilirdim.)
Ayşe said she could swim when she was three. (Ayşe üç yaşındayken yüzebildiğini söyledi.)
May - Indirect Speech
We may be late. (Biz geç kalabiliriz.)
The guests said they might be late. (Misafiler geç kalabileceklerini söyledi.)
She may be fired. (O kovulabilir.)
Ayşe said Tuba might be fired. (Ayşe, Tuba'nın kovulabileceğini söyledi.)
We may not get there. (Biz oraya varamayabiliriz.)
The tourists said they might not get there. (Turistler oraya varamayabileceklerini söylediler.)
Should - Indirect Speech
We shouldn't spend so much money. (Biz bu kadar para harcamamalıyız.)
Ali said they shouldn't spend so much money. (Ali bu kadar para harcamamalrı gerektiğini söyledi.)
We should tell him everything. (Biz ona herşey söylemeliyiz.)
Ayşe said that they should tell him eveyrthing.
I should stop smoking. (Ben sigarayı bırakmalıyım.)
Ali said he should stop smoking. (Ali sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.)
60 Günde İngilizce Öğrenmek İster misiniz?Dünyanın en kolay dillerinden biri olan İngilizce'yi öğrenmek için aslında sadece 60 gün yeterlidir. Eğer çalışma azminiz ve gerçekten öğrenme isteğiniz varsa, sadece 2 ayınızı ayırarak İngilizce derdinizden sonsuza kadar kurtulabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken iki şey var;
1- HAYAT İNGİLİZCE adlı YOUTUBE KANALIMIZA abone olarak, İngilizcenin bütün konularını en basit şekilde ve Türkçeleriyle karşılaştırarak anlattığımız videoları her gün bir tane olmak üzere izlemek.
2- Videolu eğitim setimizi paralel olarak hazırladığımız İNGİLİZCE EĞİTİM SETİ'mizi indirerek, videolu derslerimizden öğrendiğiniz bilgiler pekiştirerek uzun süreli belleğinize aktarmak. Eğitim setimiz 4 kitaptan oluşmaktadır ve tamamı hafıza tekniklerine uygun olarak hazırlanmıştır. Dolayısıyla, kitap setimizden öğrendiğiniz bilgileri bir daha unutmazsınız.
Eğitim setimiz ve eğitim videolarımız birbirini tamamlayacak şekilde hazırlanmış olduğunda, biri olmadan diğeri tek başına İngilizce öğrenmenize yetmeyecektir. Bu iki şartı sağladıktan sonra sadece 60 günde İngilizce öğrenebildiğiniz göreceksiniz.
Eğitim setimizi indirmek için tıklayınız.
Unutmayın!! İngilizce öğrenmek isteyen herkes İngilizce öğrenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder